Hit Kazan

   
  ERAY DÖNER
  ÜLKÜCÜLÜK
 


   

Gayemiz iyi bir Türk olmaktır. İyi bir Türk olmak, Türk'ün törelerini, dilini, dinini, ülküsünü iyi bilmek, iyi yaşamakla olur. Türk'ün gücü imanıdır. İmanının özü ise kendi öz kültürüdür. Türk kültüründe, milletin aynı kültür doğrultusunda yaşamasının sağlanması için, üç unsura kayıtsız şartsız bağlanılması gerekmektedir. Lider, doktrin, Teşkilat. Bu üç unsuru iyi bilmek, anlamak, yaşamak zorundayız. Bu üç unsur milletin birlik, dirlik ve güçlülüğünü sağlayan temel prensiplerdir. Türk kültüründe güçlü devlet kurabilme, Turan'ı gerçekleştirebilmek ve Kutlu Düzeni sağlamak için gerekli olan bu üç unsuru tek tek tetkit etmek gerekiyor.

LİDER


Liderlik, okullarda okuyarak, ihtisas yapılarak elde edilebilecek bir mefhum değildir. İnsanlar birbirinden ayıran bir özellik şahsi karakteridir. Bazı insanlar inançlarına tam anlamıyla bağlıdır. Yaşayış tarzını tamamen inançlarına göre düzenler. Duygularını ve düşüncelerini bu inanç istikametinde yönlendirir. Bu kişilerde bu inançlarına bağlılık karakteristik bir özelliktir. İşte Cenabı Allah bazı şahsiyetli insanlara, kendi kültür öğelerini iyi yaşama vasfını nasip etmiştir. Türk lideri de, Türk kültürünün bütün öğelerini en iyi bilen, en iyi uygulayan şahsiyet sahibi olmalıdır.

Türk'lerde liderlik vasıflan ve Türk kültürü içerisinden çıkarılmış bazı öğeler şunlardır:

 


  • Lider, özü sözüne uygun olan kimsedir.
  • Lider, yüksek bir ahlakın, üstün bir seciyenin sahibi olan kişidir.
  • Lider, ölüme giderken de inançlarından taviz vermeyen kişidir.
  • Lider, teşhisinde yanılmayan, kolay kolay aldatılmayan, aldanması mümkün olmayan kişidir.
  • Lider, milli olanı milli olmayana her zaman tercih eden, bu tutumunda her zaman kararlılık gösteren kişidir.
  • Lider, her türlü haksızlığın karşısında başını dimdik tutan ve zorbalıklar önünde eğilmek nedir bilmeyen kişidir.
  • Lider kişinin, sınıfların, baskı gruplarının yararına değil, öncelikle milletin menfaatlerini düşünmesini bilen kişidir.
  • Lider, milli olmayan her düşüncenin, her ekonomik sistemin ve devlet anlayışının karşısında milli olanı büyük bir faziletle, korkusuzluk ve cesaretle savunmasını bilen kişidir.
  • Lider, milleti meydana getiren dil, din, kültür, tarih ve soy birliğine, vatan kavramına sadakat ile bağlılık ile göstermenin bir zaruret olduğuna inanan kişidir.
  • Lider, sosyal hafiflikleri değil, milli vakar ve üstünde tutulmasını isteyen ve bu konuda her türlü dikkat ve titizliği gösteren kişidir.
  • Lider, gerek iç politikada, gerekse dış politikada olsun, millet ve devlet yararına alınması ve geliştirilmesi gereken meseleleri kendi politik ve kişisel çıkarları için bir araç olarak kullanmak heveskarlığına kapılmayan kişidir.
  • Lider millet devlet felsefesini "Devleti Ebed müddet" ilkesi doğrultusunda ve kendi soylu esprisi dahilinde yaşatmayı amaçlayan kişidir.
  • Lider, milleti, devleti ve ülkeyi tehdit eden her alçakça girişimin tam zamanında karşısına dikilen kişidir.
  • Lider, milletin ruh ve gönül yapısı ile sosyal alışkanlıklarını daima göz önünde bulundurarak, millete en yararlı olması gereken çare ve tedbirleri almada başarı gösteren kişidir.
  • Lider, nazizme, faşizme olduğu kadar komünizme de, millet varlığı için tehlikeli gördüğü her türlü kozmopolit akım ve sistemlere de olmaz demesini, durdurucu, caydırıcı ve önleyici tedbirler koymasını bilen kişidir. , Lider, günübirlik meselelerin yerine büyük ülküleri gerçekleştirmeyi, milletin, devletin ve ülkenin 10-15 yıl sonraki geleceğini değil, 50-100-200 ve hatta 500 yıl sonraki geleceğini düşünen bunun ilmi hesaplarını, aritmetiğini varsayımdan, ihtimallerden ötede değerlendirme cihetine yönelen kişidir.
  • Lider, kanunların örf, gelenek ve adetlerle modern teknikte ilim ve uygarlık anlayışının birbirinin tamamlayıcıları olarak benimsenmesi üzerinde önemle duran kişidir. Bu gerçeğe inanan,iman eden kişidir.
  • Lider, milli istiklal, toprak bütünlüğü, milletin birlik ve beraberliği yolunda ölümü bile ehvenden sayan kişidir.
  • Lider, milletini çağların üstünden sıçratarak milletine bu ruh, bu inanç ve bu şuuru aşılayarak, onun ilim de, teknikte ve uygarlıkta en ileri milletlerin de önünde yer almasının mücadelesini veren kişidir.
  • Lider, hiç bir ön yargı ve siyasi yatırım amacıyla yahut maddi menfaatleri karşılığında devlet sırlarını açıklamayan, bu zavallılığı, benimsemeyen kişidir.
  • Lider, her türlü iftira, yalan ve hakaret ifade eden kelimeyi sözlüğünden çıkartıp atan kişidir.
  • Lider, ön sezgisi kuvvetli, kararlı isabetli, fikir ve kanaatleri istisnasız bir şekilde en mükemmel, en iyi ve en doğru olan kişidir.
  • Lider, güçlüklerden yılmaz, tehditlere papuç bırakmaz, vatanını bir pula satmaz.
  • Lider, kavgadan kaçmaz, kaçırılmaz.
  • Lider, dün neyi savunuyorsa, bugün de, yarın da yine aynı şeyleri savunarak savaşını sürdürür, daima ileriye bakar, ufku daima ilerisidir.

 

Türk töresinde liderde aranan vasıflar bunlardır. Bu vasıflara sahip bulunan şahsiyetler daima hedefe varır. Türk İslam davasını sistemli hale getiren dava önderinde mutlaka bu vasıflar bulunmalı. Zira dünya milletleri kendi menfaatleri için başka milletler üzerinde hesaplar yapmaktadır. Bu vasıflara sahip şahsiyetler başka milletlerin kendi ülkelerindeki hesaplarını bozar. Bu vasıflara sahip olmayanlar ülkeyi başka milletlerin güdümüne bilerek veya bilmeyerek sokarlar.

Cenabı Allah sevdiği Türk milletine en buhranlı günlerinde mutlaka kurtarıcı bir lider nasip etmiştir. Alparslan Türkeş yüzyılımızın bu vasıflara yegane sahip lideridir.Onun hayatı başlı başına bir mücadele başlı başına bir davadır. O lidere bağlılık ve teslimiyet, kendini Türk kabul edenlerin yapması gereken şeylerdir. Hele de bu Türk ufkunu Nizamı Alem'e yöneltmiş bir ülkücü ise, liderini iyi tanımalı ve ona teslimiyet bilinci ile bağlanmalıdır.

1944 yılından beri fikirleriyle bütün Türk dünyası için hürriyet mücadelesi veren, doktrinleriyle de Türk Devleti'ni güçlü, kılmak milletinin mutlu olmasını sağlamak ve dünya insanlık aleminin gerçek adalete kavuşması için çizgisinden taviz vermeyen her türlü çileye rağmen Hak yolunda mücadeleye devam eden ve Türk milliyetçiliğinin milletimizin milli meselesi olmasını sağlayan 1300 yıl sonra Türk kurultayı yapan ve bu kurultayda Hakan'lık unvanı alan Dünya Türk'lüğünün değişmez Lider'i Alparslan Türkeş'tir. Makamı "Başbuğ’luktur.

DOKTRİN 


Bir milletin kendi kültürüyle yönetilmesi o milletin milletlerarası mücadelesinde zafer kazanmasına sebep olur. Liderlik anlayışımızda olduğu gibi devletin, kalkınma meselelerini çözümde kendi kültürümüzü örnek alıyoruz.

Dolayısıyla devletin kalkınma politikasını, Türk Kültürünü incelediğimizde bazı dilimlere ayırmak zarureti hasıl oluyor. Bu konu uzmanları tarafından 9 dilime ayrılmıştır. 9 rakamı Türk Kültüründe ve İslam inançlarında kutsal sayılan bir rakamdır. Türkiye'nin kalkınmasını 9 farklı maddeler halinde dilimlere ayırıp her birini ayrı ayrı kültür potasında çözümleme yoluna gidilmiştir.

Türkiye’nin bugün ileri gitmiş modern milletlerin, modern devletlerin seviyesine ulaşması için dünya çapında ilim adamları ve teknik insanlar kadrosuna ihtiyaç vardır. Bu kadrolarla tamamen, %100 milli bir tutumla eksikleri tamamlamak, hataları gidermek gerekir.

Kendi öz değer ve kültür kaynaklarımızla milli ihtiyaçlarımızı esas alarak telafi etme ve çare bulma düşüncesiyle 9 ışık ortaya konmuştur. "Herşey Türk için, Türk'e göre, Türk tarafından" sloganında manalaşan ve Ozan Arifin söylediği "Doktorun Türk, ilaç İslam olacak" mısralarına akseden milli kurtuluş ve milli yükseliş hamlesi dün olduğu gibi bugün de hatta yarın da Türk Milletinin yegane kurtuluş reçetesidir. Çünkü diğer bütün fikri ve siyasi ideolojilerin karşısında tek Milli Doktrin'dir. Çünkü kaynağını, özünü Türk kültüründen almaktadır. Çünkü doktriner yapımız "Türk'lük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletidir."

Bu doktriner yapımızı maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz.

1. Milliyetçilik
2. Ülkücülük,
3. Ahlakçılık,
4. Toplumculuk,
5. İlimcilik
6. Hürriyet ve Şahsiyetçilik
7. Köycülük,
8. Gelişmecilik ve Halkçılık
9. Endüstri ve Teknikçilik

Türkiye bu maddelerde izah edilen dilimleri iyice anlamadan , bu doktirinleri uygulamadan dışarıdan ısmarlama alınan yabancı sistemlerle yükselişini ve kurtuluşunu sağlayamaz. Bu doktrin Türk’ün özü , Türk’ün kurtuluş reçetesidir.

TEŞKİLAT 

İnsanları milliyetçi , toplumcu fikir yapımızla aydınlatma , koordine etme ve ülkücünün yakın hedefinin iktidar olmasını temin için birer eğitim yuvası olan Ocaklarımız ve ocaklarımızda yetişen , yetişirken de devleti kurtarma , topraklarımızı vatan yapma , milletin milli değerlerini yüceltme , insanlara şahsiyet kazandırma ruhunu almış kadroları iktidar yapma vasıtası olarak da M.H.P her ülkücünün teşkilatıdır. Ocaklarımız birer ilim irfan yuvasıdır ve de öyle olmalıdır. Biz Ülkücüler bu ocaklarda devletimizin bekası için yetişmek ve hazır olda beklemek mecburiyetindeyiz. Çünkü devletine sahip çıkan , millet için çalışma arzusu taşıyanlar ülkücülerdir. Öyleyse ülkücülerden başkası devleti için var gücüyle çalışmazlar. Bizler kadrolarda yerimizi alarak , ocaklarda aldığımız ruhu iktidara taşımalıyız. Bu yol partilerden geçer. Var oluşlarının gayesi milli kurtuluş hamlesi olan tek siyasi vasıta Milliyetçi Hareket Partisi’dir.

Çünkü Milli kurtuluş ve yükseliş davası diye kendi kültürümüzde bulduğumuz Dokuz Işık’ı doktrin halinde savunan ve iktidara geldiğinde uygulanacak tek çare olarak gören siyasi parti M.H.P’dir.

 


ÜLKÜCÜLÜK
Ülkücülük batı dillerinden dilimize giren idealistik kelimesiyle aynı olan bir anlam belirtmektedir. Ülkücülük veya idealizm insan kafasının içinde elde edilmesi, varılması en mükemmel, en güzel, kendisini mutlu edecek hedeflerin tasarlanması ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için arzu gösterilmesi ve çalışılması anlamını taşır. İnsanlar arasında idealistler yetişmeseydi insanlık bugün dünyayı aydınlatan birçok gelişmelerini, birçok alanlardaki yükselişlerini sağlayamazdı. Her gerçek, her fikir önce insanların kafasında bir hayâl olarak doğar. İnsanlar hayal ederler. Hayâl kurarlar. Bu hayalleri kendileri için iyi olan, kendilerinin özledikleri, elde etmekle mutluluk duyacakları bir takım istekleri, birtakım özleyişleri belirtir. İnsanlar hayâlleriyle diğer canlılardan bir ayrıcalık gösterirler ve gerçekten insanlık vasfını kazanmış olurlar. İşte ülkücülük de yani idealizm de insanların ve insan topluluklarının kendileri için varılması mutluluk sağlayacak, varılmasıyla en gelişmiş, en yükselmiş bir durum sağlayacak, bir hayâlin düşünülmesi ve insan beyninde tasarlanarak şekillendirilmesidir.

Her toplumda idealistler vardır, ülkücüler vardır ve ülkücülerin, idealistlerin bulunuşu toplumlar için bir saadettir; büyük bir talihtir! Türk milleti için bizim düşündüğümüz ülkü nedir? Türk milleti için tasarladığımız ideal nedir ? Herşeyden önce Türk milletinin ahlâkta, maneviyatta, insanlık duygularında en yüksek seviyede bulunması, yaşaması ve ilimde, teknikte dünyanın en ileri girmiş varlığı haline gelmesi ve ekonomik açıdan kalkınmış, tarımını modern tekniğe göre geliştirmiş ve modern sanayii kurmuş, refahlı bir toplum haline geimesi, Türk toplumu için bir Türk milliyetçisinin düşüneceği ülkünün esaslarından mühim bir kısmını teşkil etmektedir. Türk milliyetçiliğinin, ülkücülüğünün sınırları içinde sade bunlar mı vardır? Sade bunlar değil başka düşünceler, başka hedefler de vardır. Bu hedefler Türk milletinin hiç kimseden merhamet dilenmiyecek, lütûf, dilenmiyecek bir duruma gelmesi, kendi gücüyle ayakta duran, kendi, gücüyle varlığını koruyabilen ve sözünü dünyanın her yerinde saydırabilen bir varlık haline gelmesi düşüncesidir.

Bunun yanı sıra Türk milletinin haklarını her zaman dünyaya tanıtabilmesi, dünyaya duyurabilmesi düşüncesidir ve yine bunun yanı sıra bütün Türklerin kölelikten, yabancıların buyurduğu altında yaşamaktan kurtulmaları ve Self Determinasyon, yani kendi mukadderatlarına kendilerinin hakim olması kutsal prensibine gö re, hepsinin bağımsız hale gelmeleri, bağımsız olmaları Türk ülkücülüğünün bir diğer görüşü, düşüncesidir. Bunun için milli doktrinin önemli bir ilkesi olarak ülkücülüğü almış bulunmaktayız.

Türk milliyetçilerinin ülkücülük tarifinin sınırları içinde bulunacak görüşleri, fikirleri ancak genel olarak işaret etmiş bulunmaktayız. Türk ülkücülüğünün hedef aldığı düşünceler genel olarak belirtilmiş olan bu fikirlerden ibaret değildir. Ülkücülüğümüzün içerisinde her mesleğe mensup Türk milliyetçilerinin kendi mesleklerinde en ileri, en yüksek ve gerek kendi milletimiz için, gerek insanlık için en çok yararlı neticeleri elde etmek görüşü de yer alacaktır. Bir Türk Milliyetçisi kendi toplumu için, kendi milleti için idealizmi daima göz önünde bulunduracak, bu genel idealizm prensipleri ile birlikte kendi sahası, kendi branşı ile ilgili çalışmalarında da bu temel ve genel mahiyetteki esaslarına uygun, onunla bütünleşmiş bir halde kendi branşı ile ilgili ülkücülüğünü de tespit edip güdecektir. Ülkücüler uzak hedeflidir, uzun vadelidir. Bir ülkünün hemen yarın gerçekleşmesi mümkün olmayabilir. Ülküler önümüzdeki yüzyılları kapsayabilir. Ama ülkü insanın kalbini aydınlatan bir ışıktır. Ülkü insanlara yönünü tayin etmesini sağlayan bir kılavuzdur. Milletler için de milli ülkü, milletin kılavuzu, milletin yolunu aydınlatan güneşidir. Ülküsüz insan çamurdan bir varlık gibidir. Ülküsüz insan dümensiz, pusulasız bir gemi gibidir. Bunun için her Türk Milliyetçisi, her Dokuz Işık'çı mutlaka ülkücü olacaktır, mutlaka ülkü sahibi bulunacaktır. Hem millî ülkü sahibi olacaktır, hem insani ülkü sahibi olacaktır, hem de kendi mesleğiyle ilgili ülkücü bir kişiliğe sahip olacaktır ki, hem de kendi mesleğinde başarılı, yararlı bir kişi olarak gelişsin hem de mensup olduğu topluma, milletine yararlı hizmetler yapsın, insanlığa yararlı faaliyetler gösterebilsin. Bunu için Dokuz Işık doktrininin çok önemli ilkelerinden olan ülkücülüğe büyük değer vermekteyiz.

Ülkücüyüz! İnsanlık ailesi, yeryüzünde yaşayan bütün insanlar, milletler denen ayrı ayrı üyelerin bir araya gelmesinden meydana gelir. Bir insan, insan olmak isterse, insanlığa hizmet etmek isterse, evvelâ kendi milletine hizmet etmeli, kendi milletini yükseltmeye, kendi milletini mutlu kılmağa çalışmalıdır. Bunu yaptığı takdirde aynı zamanda insanlığa da hizmet etmiş olur. Çünkü bir insan kendi ailesini düşünür ve ona karşı vefalı kalırsa, insanlık duyguları en olgun seviyeye erişeceği için, kendi ailesi dışındaki insanlara karşı da yararlı ve vefalı olur. Bir insan kendi milletine faydalı olamaz, kendi milletine karşı bağlılık duymazsa, onun insanlığı düşünmekten bahsetmesi nihayet bir fantazi olur. İnsan, yetiştiği toprağın, yetiştiği milletin refâhını; iyiliğini, saadetini ve şerefini temin etmelidir. Bunu yaptığı takdirde, o milletin insanlığın bir parçası olduğu için, dolayısıyla insanlığa da hizmet etmiş olur.

Ülkücülüğümüz nedir? Ülkücülüğümüz; Türk milletini en kısa yoldan en kısa zamanda modern uygarlığın en üst seviyesine çıkarmak; mutlu, müreffeh hale getirmek; bağımsız, özgür, kendi haklarına sahip bir hayata kavuşturmaktır. 

Kişilere hürriyet, milletlere istiklal başta gelen prensiplerimizdendir. İnsanlar hür ve eşit haklara sahip olarak doğarlar. Kabiliyet ve görevlerinin dışında insanlar haklarına tam olarak sahip kılınmalıdırlar.

Toplum içerisinde insanlar kişisel liyakat ve kabiliyetlerine göre görevlendirilmeli ve bir sıraya konulmalıdır. Bütün bunlarla beraber ayrımsız olarak herkese bir imkân eşitliği sağlanmalıdır. İmkân eşitliği derken mücerret anlamda bir eşitlik anlaşılmamalıdır.

Bu ülkücülüğümüzün içine bu günkü sınırlarımızın dışında bulunan Türklere ait herhangi bir şey girer mi?

Türk adı taşıyan herkes bizim sevgi ve ilgimizin çevresi içindedir. Bundan vazgeçemeyiz. Bu her milletin tabiî hakkı olduğu gibi Türk milletinin de tabiî hakkıdır. Bugünün Birleşmiş Milletler Anayasası, yeryüzünde yaşayan her millete "kendi mukadderatına hakim olma" (self determinasyon) dedikleri prensibi kutsal bir prensip olarak ilân etmiştir. Bugün Afrika'da yaşayan ve bu güne kadar hiçbir bağımsız devlet kuramamış olan zencilere dahi, kendi mukaddera tına hakim olma (self determinasyon) hakkı kutsal bir hak olarak tanınır ve bunların her biri yabancı boyunduruğundan, sömürgecilerin elinden kurtulup bağımsızlığını alırken, başkalarının boyunduruğu altında tutsak bulunan Türklerin tutsaklıktan kurtulmasını istemek, dilemek, bunun için iyi niyetler taşımak, Türk olan herkes için en tabiî ve kutsal bir haktır.

Fakat biz ülkücülüğümüzde dâima gerçekçi olmayı ve girişilecek faaliyetlerde Türkiye'yi hiçbir zaman tehlikelere, risklere, maceralara sürüklemeyecek bir yol üzerinde bulunmayı esas kabul ederiz. Ülkücülüğümüz bir macera fikri değildir. Ülkücülüğümüz, Türk milletinin en kısa yoldan, en kısa zamanda modern uygarlığın en üst kamedesine yükseltilmesi, müreffeh, mutlu bir hayata erdirilmesi, kendi gücüyle ayakta durabilecek bir hale getirilmesi ve her çeşit korkudan, baskıdan uzak olarak, hür, müstakil yaşaması ülküsüdür. Bu ülkü aynı zamanda Türk olan herkese karşı ilgi ve sevgi göstermeyi, onların mutluluğunu dilemeyi ve onların mutluluğunu, Türkiye'yi risklere, tehlikelere maruz bırakmadan, bırakmaksızın, bırakmamak şartıyla sağlamaya çalışmayı içine alan bir ülkücülüktür.

Dokuz Işık ve Türkiye, s.70-75

ÜLKÜCÜ KİMDİR?

İslami hayat nizami olarak seçen, bu nizami tavizsiz bir şekilde yasamaya çalışandır.
Türk olmanın gururunu faziletiyle bütünleştiren, Türk-İslam Ülküsü'nü yaşayandır. 
Günü birlik siyasi menfaatleri asarak, asırlar sonrasını görebilen ve asırlar sonrası için hazırlık yapan insandır. 
Allah için seven, Allah için savaşan, Allah'ın rızasına kosan, Allah nizami için yanan, Allah için bugz eden kahramandır. 
Semalarda dalga dalga yayılan ezan susmasın diyerek toprağın kara bağrına düsen candır. 
Kimi zaman Derviş Yunus, kimi zaman Yavuz, kimi zaman surlarda üçhilal'li sancak elinde Ulubatlı Hasan'dır...
"Ben" i asarak, "biz" diyerek nefsini kör kuyulara, çıkarmamak üzere atandır. 
Dağlarıyla, taşlarıyla,irmaklariyla, ovalarıyla ve yollarıyla bir kara parçasını vatan yapandır. 
Türklük deyince 300 milyonluk Türk Dünyasını kucaklayan, anne şefkatiyle evlatlarını bağrına basan;kimi yerde Kıbrıs, Kırım, Kırgız; kimi yerde Bişkek, Bakü, Kerkük, Doğu Türkistan... velhasıl kocaman bir vatandır. 
En zor şartlarda, en buhranlı zamanlarda, en müşkül alanlarda, Türk'e yol gösteren,akil veren, umut olan Dede Korkut Han'dır.
Haksizlik karşısında susmaya,davasında taviz vermeye, korkaklığı, pısırıklığı, nemelazımcılığı, lügatinden çıkarıp atandır. 
Yiğidin başında Kür şad, 
İl derleyip vatan tutan İlteriş, 
bilgelikte Tonyukuk, Akşemseddin, 
Malazgirt Ovasında ak kefen içerisinde Alparslan' dır. 
Türk'ün töresini, Türk'ün ilini İslam'la yoğuran,İslamla kaynaştıran, Ahmed Yesevi Ocağında kaynayan, pişen, kavrulandır. 
Bir bozkurt esaret zincirlerini kırandır. Liderine, ocağına, fikir sistemine bağlı,tefrikaya çanak tutmayandır. 
Rehberi iki cihan serveri (sav),kaynağı, ilhamı, düsturu Kur'an dan alandır..
 
BOZKURT İŞARETİNİN ANLAMI
MHP 'nin VE ÜLKÜCÜLERİN DEİŞMEZ SİMGESİ OLAN BOZKURT İŞARETİ SİMGESEL MANASIYLA TAM BİR KURTTUR.ANCAK BAŞBUĞ  ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN BU İŞARETE YÜKLEDİĞİ  BAŞKA BİR ANLAM VARDI.
SERÇE PARMAK TÜRKTÜR
İŞARET PARMAĞI İSLAM
BOZKURT İŞARETİNİN ARASINDA KALAN BOŞLUK CİHAN
ÜÇ PARAMGIN BİRLEŞTİĞİ NOKTA MÜHÜRDÜR
     
BUNDAN ÇIKAN:TÜRK İSLAM MÜHRÜNÜ DÜNYAYA VURACAĞIZ..... 
       (alıntı)

 
  Bugün 3 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol